Trafik Kazalarından Doğan Sağlık Hizmet Bedellerinden Sigorta Kuruluşları ile SGK’nın Sorumluluğu
______________________________________________________________________
Türkiye’de yaşanan sayısız trafik kazasının yarattığı önemli sorunlardan biri de, ani gerçekleşen bu olay sonrası zarar görenlere yapılması gereken sağlık harcamalarının karşılanmasıdır.
Esasen kaza geçiren kişilerin söz konusu sağlık masrafları genelde zorunlu mali sorumluluk sigortası tarafından karşılanmaktadır. Bununla birlikte zarar verenin mali sorumluluk sigortası yaptırmamış olması durumunda hangi yola başvurulacağı ve sigorta şirketlerinin zarar değerlendirmesine hangi kalemlerin sorumluluk kapsamı içinde olması gerektiği sık sık dava konusu olmaktadır.
Konu esasen 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmiştir. Fakat 13.2.2011 tarih 6111 sayılı torba yasa konuya ilişkin hükümde önemli bir değişiklik yaparak, SGK’ya önemli bir imkân sağlamıştır. Bu değişiklikle, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır hale gelmiştir.
Söz konusu değişiklik, son dönemde sigorta kuruluşları ile SGK arasında çeşitli uyuşmazlıklara neden olmaktadır. Nitekim bu konuya ilişkin uyuşmazlıklar Yargıtayın da önüne gelmektedir. Yüksek mahkemenin 10.Hukuk Dairesi, 6.3.2012, 3309/4013 sayılı kararında, konuya ilişkin görüşlerini ve izlenecek yöntemi ortaya koymuştur:
“ Dava, tedavi giderleri ile ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davalı güvence hesabı hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkında tedavi giderleri yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, geçici iş göremezlik ödeneği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 17.05.2008 trafik kazası sonucu yaralanan sigortalıya Kurumca yapılan tedavi giderleri ile ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin, kaza tarihinde tescili ve zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan motosikletin sürücüsü davalı (A) Hayati Akıncı ile Güvence Hesabından müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağını teşkil eden 506 sayılı Kanunun 39.maddesinde "Kasdi veya suç sayılır hareketi ile sigortalının hastalanmasına sebep olan kimseye, bu Kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderler tazmin ettirilir" hükmü öngörülmüştür.
Yasa Koyucu tarafından, trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 Sayılı Yasanın 59. Maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. Maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15'ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı % 50'sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir….” hükmü getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erer...” hükmü öngörülmüştür.
Zorunlu mali sorumluluk sigortası; motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesinin yollamasıyla anılan Kanunun 85.maddesine göre belirlenmektedir. Buna göre; sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana gelen kişinin yaralanması veya ölmesinden kaynaklanan bedeni zararlara dayalı maddi tazminat ile tedavi giderleri ve maddi hasarlar sigortacının poliçe limitleri dahilinde tazmin zorunda olduğu zararlar olup, motorlu aracın sigorta poliçesinin bulunmaması halinde bu zorunluluk Güvence Hesabına aittir.
2918 sayılı Kanun’un 91/1 maddesi ile ölüm, yaralanma ve maddi hasarlar için 85/1. maddeye yollamada bulunulmuş, tedavi giderleri hakkında 98. madde de açıklama yapılmıştır. Anılan madde de açıkca belirtildiği üzere, kişiye ilişkin zarar halinde ilk yardım, muayene ve kontrol veya yaralanma nedeniyle ayakta, klinikte, hastane ve benzeri sağlık kuruluşlarında gerçekleştirilen tedavi giderleri ile tedaviyle ilgili diğer giderler sigorta teminatı kapsamında olup, buna göre çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalması sonucu oluşacak zararlar da sigorta teminatı içindedir.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasının dışında kalan hususların düzenlendiği 92. maddesinde; geçici işgöremezlik ödeneği sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2010 gün ve 2010/10-500-490 sayılı kararında da açıkca belirtildiği üzere, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sigortalıya yapılan geçici işgöremezlik ödemelerinin de sorumluluk kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Trafik Kanuna göre zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunlu bulunmakla beraber, bu tür sigorta sözleşmesi de diğer sözleşmeler gibi sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması ile sigorta sözleşmesi poliçeye bağlanmak suretiyle kurulur.
Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanmasını nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Ne var ki; anılan Yasanın 59 ve Geçici 1. Maddelerinde, aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceği belirtilmiş olup, yasanın açık hükmü karşısında, sorumluluğun ancak yapılacak aktarım sonrasında ortadan kalktığının kabulü gerekir. Nitekim bu husus 27.8.2011 tarihli 28038 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte de vurgulanmıştır.
Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleteni ve şoförlerinin yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.
Karayolları Trafik Kanunundaki mali mesuliyet sigortası yaptırmaya ilişkin zorunluluğa rağmen sigorta yapılmaması halinde; işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine alan Güvence Hesabının yukarıda belirtildiği şekilde aktarım olması halinde sorumluluğu ortadan kalkacaktır. Ancak bu haktan zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırmayan araç işleteni ve şoförünün yararlanamayacaktır.
Öte yandan; söz konusu düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, trafik kazası sonucu hastalık sigortası kapsamında Kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri, yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. Bu nedenle, Kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri, işletenden, şoföründen ve zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından 506 sayılı Yasanın 39. Maddesi kapsamında tahsili mümkün bulunmaktadır.
Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular uyarınca, davalı Güvence hesabı yönünden; motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana kazada yaralanan sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödeneğinden poliçe limitleri dahilinde tazmin ile zorunlu olduğu, tedavi giderlerinden ise, 6111 sayılı Yasanın 59 ve Geçici 1. Maddelerinde belirtilen tutarların Güvence Hesabı tarafından aktarılıp aktarılmadığı araştırılarak, aktarım yapılması halinde sorumluluğu ortadan kalkacağı, aktarım yapılmaması halinde sorumluluğun devam edeceği gözetilmeyerek, hakkındaki davanın reddine karar verilmesi; davalı Hayati Akıncı yönünden ise; Karayolları Trafik Kanunundaki mali mesuliyet sigortası yaptırmaya ilişkin zorunluluğa rağmen sigorta yapılmaması nedeniyle Güvence Hesabı tarafından yasada öngörüldüğü şekilde aktarım olması halinde dahi sorumluluğun ortadan kalkmayacağı gözetilmeksizin tedavi giderleri yönünden 6111 sayılı Yasanın Geçici 1. Maddesi gerekçe gösterilerek konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…”
Değerlendirme:
1- Dava SGK tarafından açılmıştır. Kurum, trafik kazası sonucu yaralanan sigortalısına yaptığı tedavi giderleri ile ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin, zarara neden olan motosiklet sürücüsü tarafından ödenmesini istemektedir. Fakat sürücünün kaza tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmaması sebebiyle, davaya Güvence Hesabı da dahil edilmiştir. Alacağın sürücü (A) ile güvence hesabı tarafından müştereken ve müteselsilen karşılanması talep edilmektedir.
2- Davayı gören yerel mahkeme, davalılardan güvence hesabı hakkındaki davayı reddetmiştir. Diğer davalı (sürücü) hakkında ise tedavi giderleri yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ancak geçici iş göremezlik ödeneği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
3- SGK’nın talebinin hukuki dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun üçüncü kişinin sorumluluğu başlıklı 39.maddesidir. Buna göre "Kasdi veya suç sayılır hareketi ile sigortalının… hastalanmasına sebep olan kimseye, bu Kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderler tazmin ettirilir"
Konu 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortasında da düzenlenmiştir. Yasanın 21. maddesine göre, “İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir” (m.21/4).
Yeni düzenleme gerek rücü için sadece basit kusuru yeterli görmesi gerek yapılan parasal yardımların sadece ilk peşin sermaye değerinin yarısının rücüuna izin veriyor olması sebeiyle eskisinden farklıdır. Ancak dava konusu bağlamına uyuşmazlık bu noktalara ilişkin değildir. Uyuşmazlıkta konu genel olarak kurumun rücu hakkından ibarettir ve kurumun üçüncü kişilere karşı (olayda motoksiklet sürücüsü A’ya karşı) rücu hakkı olduğu açıktır.
4- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun Tedavi giderlerinin ödenmesi başlıklı 98.maddesinin değişiklikten önceki hükmü şu şekildeydi; “ Motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta, klinikte, hastane ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacı başvurma tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları kapsamında öder…Zarara sebep olan aracın bilinmemesi veya geçerli bir zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmaması veya sigortacının iflas etmesi veya çalınan aracın işleteninin sorumlu tutulamaması hallerinde, birinci fıkrada belirtilen giderler, 108 inci maddede öngörülen Garanti Fonu tarafından ödenir…”
Düzenlemenin 6111 sayılı yasa ile değişik sonrası hüküm şu şekilde düzenlenmiştir: Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15'ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı % 50'sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir….”
Düzenlemelerden de anlaşıldığı gibi daha önce “aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacı” tarafından karşılanması gereken tedavi giderleri, bundan böyle “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır”.
5- Yapılan yasal değişikliğin önemli bir diğer sonucu da, güvence hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna fon aktarımına ilişkindir. Düzenlemeye göre, trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15'ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer.
Güvence Hesabı, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuş özel bir hesaptır (ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.guvencehesabi.org.tr/sss.html) . 5684 sayılı Sigorta Kanunu 14. Maddesiyle yürürlüğe girmiş olan hesap, 14 Haziran 2007 tarihinden itibaren geçerlik kazanmıştır. Güvence Hesabının Amacı, belirli zorunlu sigortaların teminatlarına ilişkin olarak, sigortalının belirlenemediği, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli bir sigortanın bulunmadığı veya çalınmış veya gasp edilmiş araçların katıldığı kazalarda, zarar gören kişilerin, sigorta güvencesinden yoksun kalmaması ve bedeni zararların giderilmesi amacıyla kurulmuştur. Bunun yanında, kapsamında olan zorunlu sigortaları yapan sigorta şirketlerinin ruhsatlarının iptal edilmesi, iflas etmesi gibi durumlarda, zorunlu sigortalarını bu şirketlerden alan sigortalıların, teminatları kapsamındaki her türlü maddi ve bedeni zararı temin etmek de Güvence Hesabı’nın görevidir.
Sigortacılık Kanunu'nun 14. maddesinde Güvence Hesabı’ndan hangi durumlarda tazminat talep edilebileceği belirtilmiştir. Buna göre, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlarda, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlarda, sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlarda, çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlarda.
Güvence Hesabı Kapsamında çeşitli zararlar karşılanmaktadır. Bunlar, sigortalının tespit edilemediği durumlarda, 2. kişinin uğradığı bedensel zararlar; rizikonun meydana geldiği tarihte, zorunlu olan sigortalarını yaptırmamış kişilerin neden olduğu bedensel zararlar; zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları; sigorta şirketinin ruhsatının iptal edilmesi ve/veya iflas etmesi durumunda, sigortalarını bu şirketlerden yaptırmış kişilerin her türlü maddi ve bedeni zararları; çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlardır.
Güvence hesabı tarafından karşılanmayan zararlar da bulunmaktadır. Bunlar, manevi zararlar; Bedensel zararlar dışında kalan her türlü maddi zararlar. (Hesabın yükümlü olduğu İflas etmiş veya Ruhsatları iptal edilmiş Sigorta Şirketleri hariç); Kazaya neden olan aracın işletenin veya sürücüsünün zararları; Motorlu aracı çalan veya gasp edenlerle, bunlara yardımcı olanların ve bu durumu bilerek araca binen sürücü veya yolcu zararları; Motorlu araçların yarış için bulunması gereken sigortayı yaptırmaksızın yarışa katılması durumunda kişilere verdiği bedeni zararlar; İşletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği zararlar; İşleten tarafından ileri sürülebilecek tazminat talepleri; Motorlu bisikletin sebep olduğu kazalardan doğan zararlar; Motorla araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan kimselere motorlu aracın bırakılması sırasında kişilere gelen zararlar; Hastalık ve ferdi kaza sigortası yapan sigorta şirketlerinin rücu talepleri.
Güvence Hesabı’nın sorumluluğu, kaza tarihinde Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği teminat limitleri ile sınırlıdır. Bu teminat limiti her durumda ödenir. Öncelikle hak sahiplerinin talep edebileceği tazminat miktarı, tarafların kusurları da dikkate alınarak belirlenir. Tespit edilen bu tazminat, teminat limitleri kapsamında kalmak kaydıyla ödenir.
Güvence Hesabı, ödediği tazminatın tahsili amacıyla KTK’nun 108. ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16.maddesi uyarınca zarar veren aracın işletenine, sürücüsüne, sigortacısına veya sigortacının iflas masasına rücu etmektedir.
6- 6111 sayılı yasa, 98. maddede yarattığı değişikliğe ilişkin bir geçici hüküm de getirerek, değişikliğin etki alanının genişletmiştir.
6111 sayılı yasanın Geçici 1. maddesine göre "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erer...”
7- Uyuşmazlığa konu olay, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanununda düzenlenen zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkindir. Anılan kanununa göre işletenlerin, bu yasada kendileri için öngörülen sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araçlar trafikten men edilmektedir. (m.91).
İşletenler için 2918 sayılı yasada öngörülen sorumluluk aynı yasanın, işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında ya da bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. İşleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibi, hakimin takdirine göre kendi aracının katıldığı bir kazadan sonra yapılan yardım çalışmalarından dolayı yardım edenin maruz kaldığı zarardan da sorumlu tutulabilir. Ancak, bu durumda işletici teşebbüs sahibinin sorumlu kılınabilmesi için kazadan kendisinin sorumlu olması veya yardımın doğrudan doğruya kendisine veya araçta bulunanlara yahut kazaya taraf olan üçüncü kişilere yapılması gerekir. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
Karayolları Trafik Kanunu, söz konusu sorumluluğun gereği olarak oluşturulan zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamı dışında kalan hususları da belirlemiştir. Yasanın 92.maddesine göre şu hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadır: İşletenin bu kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler; İşletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler; İşletenin bu kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler; Bu kanunun 105/III hükmüne göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler; Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar ve nihayet manevi tazminata ilişkin talepler.
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülebilmesi mümkün değildir. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir (m.95).
Kaza sebebiyle birden fazla zarar gören bulunması halinde izlenecek yol ise yasanın 96. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur. Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına, kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyi niyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.
8- İnceleme konusu karar göre zorunlu mali sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesinin yollamasıyla anılan Kanunun 85.maddesine göre belirlenir. Buna göre, sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana gelen kişinin yaralanması veya ölmesinden kaynaklanan bedeni zararlara dayalı maddi tazminat ile tedavi giderleri ve maddi hasarlar, sigortacının poliçe limitleri dahilinde tazmin zorunda olduğu zararlardır. Motorlu aracın sigorta poliçesinin bulunmaması halinde bu zorunluluk, güvence hesabına aittir.
2918 sayılı yasa tedavi giderlerinin ödenmesini 98.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta, klinikte, hastane ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacı başvurma tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları kapsamında öder. Dolayısıyla özel dairenin de belirttiği üzere, çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalması sonucu oluşacak zararlar da sigorta teminatı içindedir.
9- Tedavi giderleri konusunda sorun giderilmiş olsa da, sigortacının ödeyeceği tazminatın kapsamı konusunda bir diğer sorun, geçici iş göremezlik ödemelerinin durumudur. Bunların sigortacının sorumluluk alanına girip girmediği, sosyal sigorta yargısında uyuşmazlıklara yol açmıştır. Yüksek mahkemeye göre, zorunlu mali sorumluluk sigortasının dışında kalan ve yukarıda sıraladığımız hususların düzenlendiği 92. maddede geçici iş göremezlik ödeneği sigorta kapsamı dışına çıkarılmamıştır. Dahası Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin, sigorta kuruluşlarının sorumluluk kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiştir (Yarg. HGK.13.10.2010, 10–500/490).
Bununla birlikte 6111 sayılı yasanın geçici 1.maddesi, sadece tedavi hizmetlerini kapsamına alan bir ifadeye sahiptir. Gerçektene de ilgili hükme göre, “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır…” Dolayısıyla bu kapsamda iş göremezlik ödemelerinden SGK sorumlu tutulmamıştır. Aynı yaklaşım 98. maddede de bulunmaktadır. Söz konusu hükme göre, “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri… Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.”
Nitekim yüksek mahkeme de kararında bu noktaya işaret etmiştir. Daireye göre söz konusu düzenlemede, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, trafik kazası sonucu hastalık sigortası kapsamında kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri, yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. Bu nedenle, kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri, işletenden, şoföründen ve zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından 506 sayılı yasanın 39. maddesi kapsamında, yani zarar neden olan üçüncü kişi sıfatıyla tahsil edilebilir. Anılan maddeye göre, “Kasdı veya suç sayılır hareketi ile sigortalının, eşinin veya çocuğunun hastalanmasına sebebolan kimseye, bu kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderler tazmin ettirilir.”
10- Karara konu olayda değerlendirilen bir diğer nokta, 6111 sayılı yasa ile getirilen ve SGK’yı sorumlu kılan hükmün, “sigorta şirketi-güvence hesabı-işleten” açısından ne sonuç doğuracağıdır.
Bahsi geçen 6111/59 hükmü, sigorta şirketinin, motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan yasa ve sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunu sona erdirmiş görünmektedir. Ancak bunun için ilgili yasal düzenlemelerde belirtildiği üzere, aktarımın Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılması gereklidir.
Fakat, bu konuda 6.3.2013 tarih ve 13.3.2013 tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurul gündeminde 10. Hukuk Dairesinin konuya ilişkin bir kararı üzerinde görüşmeler yapılmıştır. Genel Kurulun henüz gerekçesi yazılmayan söz konusu kararında, 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ve geçici 1. madde kapsamında sigorta şirketlerince yatırılması gereken primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının kuruma aktarılmasının beklenmesine gerek olmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla, SGK’nın söz konusu sorumluluğunun doğması ve sağlık hizmet bedellerinin karşılaması için aktarımın yapılmış olması beklenmeyecektir.
11- Yeni düzenleme sonrasında, zorunlu mali sorumluluk sigortasını aşan tedavi giderlerinden, önceden sigorta şirketi ve güvence hesabı açısından geçerli olduğu gibi Sosyal Güvenlik Kurumu da sorumlu olmayacaktır. Aşkın tedavi giderleri, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacaktır. Dolayısıyla bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği kabul edilmektedir.
Kararda yasal zorunluluğa rağmen mali mesuliyet sigortası yaptırmayan işletenin sebep olduğu zararlardan güvence hesabının sorumlu olduğu ancak bahis konusu devrin ardından güvence hesabının da sorumluluktan kurtulacağı belirtildikten sonra, bu haktan zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırmayan araç işleteni ve şoförünün yararlanamayacağı ifade edilmiştir. Oysa 2918 sayılı yasanın değişik 98.maddesinde, “güvence hesabının” da aktarım mükellefiyeti olduğu ve bunun ardından sorumluluğunun kalkacağı açıkça belirtilmiştir. Hükme göre, “…Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer…”. Ayrıca yine aynı hükümden, güvence hesabından aktarılacak fonun, sigorta yaptırmayan işletenlerin sebep oldukları zararları karşılamaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Maddede yer verilen ifadeye göre, …münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve… Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır.” Dolayısıyla bu durum karşısında, özel dairenin kararında ifade edilenin aksine, zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırmayan araç işleteni ve şoförünün de sorumlu tutulamaması daha isabetli bir çözüm olacaktır.
12- 2918 sayılı yasada 6111 sayılı yasa ile yapılan değişikliğin bir diğer etkisi de husumet konusunda kendini gösterecektir. Zira trafik kazasından zarar görenlerin işleten ve sigorta şirketi aleyhine açtıkları tazminat davalarında muhatap, tümüyle ya da kısmen Sosyal Güvenlik Kurumu olacaktır. Ortaya çıkan zarar yasal sınırları aşmadıkça muhatap SGK olurken, onu aşan ve SGK’nın sorumluluğu dışında kalan zararların talebi halinde ise husumetin SGK yanında, işleten ve sigortacısına da yöneltilmesi gerekecektir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, önüne gelen bir olayda, bu noktadaki görüşlerini ortaya koymuştur. Davaya konu olayda davacı vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada davacının yaralandığını açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak maddi-manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalıların vekillerinin davanın reddini istedikleri olayda yüksek özel daire şu değerlendirmeleri yapmıştır (Yarg.17.HD. 5.2.2013, 2012–404/ 2013–1050); “Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; asıl dava yönünden, … TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Raşit'ten, daha önceki ödemeler dikkate alınarak ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere… tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile de davalı sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline, … TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı (A)’dan tahsiline, birleştirilen dava yönünden… TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı (A)’dan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı (A) vekili tarafından temyiz edilmiştir… Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi, manevi ve tedavi giderleri tazminat istemine ilişkindir. Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, ‘trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı’, yasanın geçici 1.maddesi ile de ‘Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği’ öngörülmüştür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-l.maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur. Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır, Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğinden eldeki davada yasal hasımın Sosyal Güvenlik Kurumu olması gerekir. Bu durumda mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumunun davaya dahil edilmesi, tarafların delillerinin toplanması, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi için uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir…”
Karardan da anlaşılacağı gibi trafik kazasından kaynaklanan zararların telafisi amacıyla açılan tazminat davalarında dava, tedavi giderlerine ilişkin olduğu ve belirlenen sınırı aşmadıkça SGK’ya yöneltilebilecektir. Ancak SGK’nın sorumluluk alanının aşılması halinde işleten ve sigortacısı da sorumluluk kapsamına dahil olacaktır.